top of page
Habibe Bozalan

SENESENS (YAŞLANMA)

Günümüzde çoğu insan yaşlanmanın gösterdiği fenotipik etkileri ortadan kaldırmak veya en azından bu etkileri durdurmak için kozmetik ürünler, spor ve estetik ameliyatlara başvurmaktadır. Ayrıca yaşlanmada nörodejeneratif bozukluklar ve yaşa bağlı diğer dejeneratif patolojiler de yaşam kalitesinde sorun oluşturmaktadır. Bilim, yaşlanmanın tersine çevirilebilirliğini, yeniden gençleşmeye dönüştürülebilirliğini ve yaşlanmanın hücrelerimizde nasıl bir etkisinin olduğunu hala araştırmaktadır. Peki yaşlanma nedir ve hücrelerimizde nasıl başlar, düşündünüz mü? Gelin bu kavramları yakından inceleyelim.

Yaşlanma, yaşlı hücrelerin dokularda birikmesiyle, bu hücrelerimizde kromatinin yeniden modellenmesi, metabolik faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesini, artan proinflamatuar sekrotomun ortaya çıkması ve farklı fenotipik değişiklerin oluşmasıyla büyüme durmasını indükleyen hücresel süreçtir.

Hücresel yaşlanma, DNA hasarıyla, telomerlerdeki fonksiyon bozuklukları, onkojen aktivasyonu ve organellerde oluşan stres dahil olarak birçok farklı tetikleyiciye yanıt olarak ortaya çıkmaktadır. Hücresel yaşlanmanın erken, tam ve geç aşamaları olduğu da gösterilmiştir.


Hücrelerdeki genetik ifadenin değişmesi ve hücre döngüsünde yer alan inhibitörlerin expresyonu sonucu hücre döngüsünün G1, S, G2 fazlarında durma oluşmaktadır. Hücre, bölünme olmaması ama metabolik olarak aktif olmalarıyla yaşamını sürdürür. Bu süreçte çevrelerinde bulunan hücreler ile iletişiminde, çevreye yaşlanma ile ilgili salgı fenotipi (SASP) salgılayarak yaşlanmaya katkıda bulunur. Yaşlanmış hücreler hayatta kalma faktörlerini aktive ederek apoptoz adı verilen hücre ölümüne direç gösterirler.

Hücresel yaşlanmada rol oynayan birçok moleküler mekanizma olduğu gözlenmiştir. Ayrıca hücrelerimizde lipofuksin adı verilen veziküllerin birikmesi, ileriki yaşlarda çıkan ciltteki siyah lekeleri oluşturmaktadır.

Yaşlanan hücreler dokularda birikerek yaşlı bir cilt, dokularda işlev kaybı ve tam olarak yaşlandığımızda hayat faaliyetlerimizin yavaşlamasına da katkıda bulunur.

Yaşlanmanın önüne geçmek için yapılan son araştırmalarda, yaşlı hücrelerimizi öldürerek veya çevre hücrelere olan parakrin etkisini engellemek için senolitik adı verilen ilaçlar ve inhibitörler kullanılmaktadır. Senolitikler, yaşlı hücreleri apoptoza yönlendirerek ortadan kaldırmaktadır. Bilinen senomorfik ilaçlar arasında Metformin, Kortizol, Kortikosteron, ve doğal bileşik sınıfındaki Rapamisin, Resveratrol, Apigenin bulunmaktadır. Yaşlanmanın önüne geçmeyi ve yaşa bağlı hastalıklarda iltihaplanmayı azaltarak kaliteli bir yaşam sürmek için araştırmalar devam etmektedir.


Habibe Bozalan

20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

GEN TEDAVİSİ

Comments


bottom of page